Akçapınar Kalıntı Ormanı - Kırsal Çevre Derneği Raporu

Konya’ya bağlı Bozkır ilçesinin batısında, yaklaşık 3 km mesafededir. Konya il merkezinin kuş uçuşu 80 km güneybatısında, Karaman il merkezinin ise 90 km batısındadır. Kalıntı orman, yaşlı karaçamlardan oluşmaktadır. Yakın çevresinde ardıç ve meşe ormanları bulunmasına karşın, 7 km güneydoğusunda bulunan Üçpınar Kalıntı Ormanı ile birlikte tür bazında “kalıntı orman” olarak değerlendirilmiştir. Yörede başkaca doğal karaçam topluluklarına, hatta bireylerine rastlanmamıştır. Arazi çalışması 2017 Ağustos ayı başlarında gerçekleştirilmiştir.

Yaşlı karaçam kalıntı ormanı, Akdeniz ardı ormanların stepe doğru sokulan en uçtaki örneklerindendir. Antalya’ya bağlı Akseki ilçesinin kuzeydoğusundaki Toros Dağları’nın en yüksek tepeleri, Akçapınar Kalıntı Ormanı’na kuş uçuşu 20-25 km mesafededir. Kuzeye doğru ardıç ve meşe ormanlarından sonra bozkır ekosistemi hakim olmaya başlamaktadır.

Kuzeydoğusundaki Bozkır-Seydişehir karayoluna 200 m uzaklıkta olan 150 hektar büyüklüğündeki yaşlı karaçam kalıntı ormanı, kuzeybatıda ve doğuda tarım alanlarıyla, batıda ve güneyde meşeliklerle çevrilidir. Sahanın bitişiğinde, ormanla Bozkır-Seydişehir yolu arasında bir mezarlık bulunmaktadır. Sahanın dışında, kuzeybatı yönünde Lübnan/ Toros sediri (Cedrus libani) dikimi yapılmıştır.

Kuzeydoğu bakılı sahada hakim tür olan karaçamın (Pinus nigra) dışında meşe türleri (Quercus spp.) ve katran ardıcı (Juniperus oxycedrus) da yer almaktadır. Kalıntı ormanın kuzeyindeki taşlık-kayalık karşı yamaçlarda kapalılığı düşük, geniş ardıç toplulukları bulunmaktadır.

Karaçamlar 1240 m dolaylarından başlayarak 1450 m yükseltiye kadar çıkmaktadır. Oysa kalıntı ormanın bulunduğu yamaç 1510 m yükseltiye varan ana sırta dayanmaktadır, aradaki alan %30-70 kapalılık oluşturan genç bir meşe meşceresidir. Ana sırt, meşe ormanının da sınırıdır. Genelde düşük eğimli yamaçlardan oluşan sahada güney batı kuzey doğu eksenindeki vadiler içinde yazın kuru olan dere yatakları bulunmaktadır.

Karaçamın üst tabakayı oluşturduğu orman içindeki kapalılık, sahanın büyük bölümünde %10-50 arasında değişkenlik göstermektedir. Kapalılığın %70’i aştığı az miktarda lokal alan bulunmaktadır. Karaçamların ortalama yaşı 300-400, boyu 13-18 m, çapı 55- 80 cm aralığındadır. Yaşlı bireylerin tepeleri çökmüştür. Bununla birlikte daha genç, farklı nesillere ait karaçam toplulukları da yer yer görülmektedir. Herhangi bir hastalık belirtisine rastlanmamıştır

Orman içlerinde ve eğimin yüksek olduğu yamaçlarda devrilmiş yaşlı karaçamlara rastlanmıştır. Bu bireylerin killi toprak sebebi ile kazık kök oluşumunu sağlam olarak gerçekleştiremediği düşünülmüştür.

Orman sınırındaki terk edilmiş tarım arazilerinde karaçam, meşe ve ardıç fidanlarının bulunduğu görülmüştür. Baskının gerilediği bu alanlarda gençlik gelişimi iyi durumdadır ve orman bu alanları geri alma eğilimindedir. Orman sınırında olduğu gibi, orman içinde de karaçam, meşe, katran ardıcı gençliği iyi durumdadır. Katran ardıçlarının bir kısmında kuruma gözlenmiştir.

Genellikle üst tabakadaki yaşlı karaçamların alt tabakasında ve karaçam boşluklarında görülen meşe türleri; Makedonya meşesi (Quercus trojana), Anadolu palamut meşesi (Quercus ithaburensis subsp. macrolepis), tüylü meşe (Quercus pubescens), saçlı meşedir (Quercus cerris). Bu türler içinde Makedonya meşesi ağırlıktadır. Makedonya meşesi ve tüylü meşe bireyleri bir arada görülmüş, bunların melezlerine de rastlanmıştır. Meşe türleri ve katran ardıcı dışında sahada az sayıda boylu ardıç (Juniperus excelsa), alıç (Crataegus orientalis), geyikdikeni (Crataegus monogyna), ahlat (Pyrus elaeagnifolia) ve at elması (Eriolobus trilobatus) bulunmaktadır. Batalak (Hedysarum sp.), acıyavşan (Teucrium polium), çayırdüğmesi (Sanguisorba sp.) orman içinde sık görülen otsu bitkilerdir.

Orman içinde yaban domuzu izlerine rastlanmıştır. Yöre sakinleriyle yapılan görüşmede, ormanda çokça domuz, kurt, ayı (nadiren), çakal, tavşan, tilki, sansar, ardıç kuşu, dağ güvercini, kartal, atmaca, saksağan, ibibik, keklik ve alakeklik görüldüğü belirtilmiştir. Son yıllarda leyleğin artık gelmediği, kekliğin azaldığı anlatılmıştır. Bölgede yaban domuzu avına çıkıldığı söylenmiştir.

Ana kayanın kilden oluştuğu sahada toprağın üst katmanı kumlu ve geçirgen yapıdadır. Toprak yer yer kireçlidir.

Sahanın içinden toprak yollar geçmekte, kuzey ucu piknik alanı olarak kullanılmaktadır. Özellikle bu bölgede ve toprak yol kenarlarında karaçam gövdelerinden çıra alındığı ve ağaçların yaralandığı gözlenmiştir. Sahada çeşmeler bulunmaktadır.

Orman içinde kesilmek üzere damgalanmış karaçamlara rastlanmıştır. Buna ek olarak çok az sayıda kesilmiş gövde kalıntısı ve dip kütüğü görülmüştür. Sahada Orman Genel Müdürlüğü’nce suni tensil (yapay gençleştirme) çalışması yapılmasının planlandığı, ancak köylülerin itirazları sonucu çalışmanın durdurulduğu öğrenilmiştir. Böyle bir ormanda doğal ya da yapay (ağaçlandırma) gençleştirme çalışması yapılması, ormana “odun üretimi” amacıyla yaklaşıldığının; orman idaresinde kalıntı ormanın önemine dair bir bilinç olmadığının önemli bir göstergesidir ve kalıntı ormanın geleceği açısından son derece tehlikelidir

Ormandan geçmişte dahi yakacak temin edilmediği, yakacak için elma bahçelerinin kullanıldığı belirtilmiştir. Günümüzde yılda bir kez mazı ve kozalak toplamak için ormana girildiği, bunun dışında buradan yakacak ihtiyacının karşılanmadığı ifade edilmiştir.

Ormanlardan günümüzde çeşitli mantarların; alıç, kızılcık, ahlat, kuşburnu, karamuk, yabani erik, ebegümeci, çövenotu, yonca, kekik, adaçayı, ulamotu, pelit vb. tohum, bitki ve meyvelerin toplandığı ifade edilmiştir.

Bundan 15 yıl öncesine kadar yoğun hayvancılık yapıldığı, çoğunluğunu keçinin oluşturduğu 1.500-2.000 civarında küçükbaş hayvan olduğu söylenmiştir. Keçinin ormana verdiği zararlar kendilerine anlatılınca, ormanda otlatmanın yasaklandığı, köylünün küçükbaş hayvanlarını sattığı ve hayvancılığın bitirildiği söylenmiştir. Günümüzde, köyün geçiminin tamamen elma bahçelerinden sağlandığı aktarılmıştır. Köyde toplam 50 arı kovanı bulunduğu, diğer köylerin de bu kalıntı ormana 1.000-2.000 kadar kovan getirdikleri belirtilmiştir.
Küçük Koru ve Büyük Koru denilen iki orman alanı olduğu, bunlardan Küçük Koru’nun çadır ve piknik alanı olarak kullanılmak üzere gerekli izinlerin alındığı ve ihaleye çıkarıldığı bilgisi verilmiştir.

Akçapınarlıların gözlem ve kanaatlerine göre kalıntı orman, geçmişten bugüne genişlemiştir. Köylüler ekip diktikleri alanları veya elma bahçesi olarak kullandıkları arazileri işlemeyi bırakınca ormanın bu alanlara doğru yürüdüğü ifade edilmiştir. Akçapınarlılar, kalıntı ormanı “ecdat varlığı” olarak tanımlamakta ve eskiden beri sahiplenmektedir. Yakın zamanlara dek, köy tüzel kişiliği varken, tutulan bekçilerle bu alanı korudukları anlatılmıştır

Ormanlarda küçük yangınların çıktığı ve köylülerin hemen müdahale ettikleri, hububat ekimi yapılmadığı için anızdan orman yangını çıkmasının söz konusu olmadığı belirtilmiştir. Birileri ağaç kesmeye, ormana zarar vermeye kalktığında veya diğer köylerden buraya ağaç kesmeye gelindiğinde köylünün müdahale ettiği anlatılmıştır. 50-60 yıl önce ağaç kesmeye kalkan birinin ayaklarından ağaca asıldığı söylenmektedir.

Kalıntı orman girişinde bulunan mezarlıkta yaşlı bir iğde ağacının bulunduğu ve bu mekanda geceleri lamba yandığına dair bir söylence olduğu aktarılmıştır. Yatır olarak düşünülen bu iğde ağacına dilek ipleri asıldığı belirtilmiştir.

Kalıntı ormana en yakın yerleşim yeri olan Akçapınar karayoluyla Bozkır’a 4,5 km, Konya’ya ise 123 km uzaklıktadır. Bu bölgenin tarihinin çok eskilere uzandığı anlatılmıştır. Milattan önceki yıllarda burada İsaurialıların yerleşik olduğu bilinmektedir. Köyün kuruluşunun 1700’lü yılların sonuna dayandığı ve bölgeye genellikle Türkmenlerin ve Moğolların yerleştiği anlatılmıştır.

Günümüzde kışın 50 haneden oluşan 250 kişilik nüfusunun yazın 350 hane ve 750 kişiye çıktığı belirtilmiştir. Köyün genel olarak İstanbul’a göç verdiği, yaklaşık 500 hanenin İstanbul’a göç ettiği, bunun dışında 50 hane kadar da yurtdışına göç olduğu anlatılmıştır. Son üç yılda 10-15 hanenin gelip ev yaptığı ve yazın burada kaldıkları ifade edilmiştir

Köyde yapılan görüşmelere göre, köylülerin kalıntı ormandan ekonomik bir gelir elde etmedikleri, sadece evsel kullanım için yabani meyve, bitki ve mantar topladıkları anlaşılmaktadır. Hayvancılığın büyük ölçüde yasaklanması ve sonrasında elma yetiştiriciliğine geçilmesi, orman üzerindeki baskıyı azaltmış, bağların ve bazı elma bahçelerinin bakılmamasıyla ormanın bu alanlara doğru ilerlediği belirtilmiştir.


Kaynak  http://www.kirsalcevre.org.tr/ Kırsal Çevre Derneği 

Pdf : http://kirsalcevre.org.tr/KC/KClibrary/eCopy/KO/KO_3_2_38.pdf

Akçapınar Kalıntı Ormanı - Kırsal Çevre Derneği Raporu Akçapınar Kalıntı Ormanı - Kırsal Çevre Derneği Raporu Reviewed by Bozkır Tanıtım Platformu on Kasım 23, 2022 Rating: 5

Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.